Yepyeni Bir Turnuva Başladı!

 13 Şubat 2024 | Benan Kazdağlı

 

Freestyle Chess G.O.A.T. Challenge isimli turnuva hem formatı hem de düzenlenme şekli bakımından şimdiden 2024’ün en ilgi çekici satranç turnuvalarından biri olmaya aday oldu! Bu turnuvayı diğerlerinden farklı kılan her şey aslında isminde gizli olduğu için önce bu ismi açıklamakta fayda var. Turnuvanın ismindeki “Freestyle” kelimesi bildiğimiz klasik satrancın varyantlarından biri olan “Chess960” veya “Fischer Satrancı” isimleriyle bilinen satranca atıf yapmaktadır. Esasında taşların hareketi açısından klasik satrançtan hiçbir farkı olmayan bu formatın farkı oyunun başlangıç konumunun farklı olmasıdır! Başlangıç pozisyonunda piyonların arkasındaki taşların yerleri rastgele bir şekilde belirlenir. Ancak bu rastgele belirlenen taşların yerleri simetrik özelliğini yani siyahla beyazın taşları aynı şekilde dizilir. Örnek vermek gerekirse aşağıda verilen pozisyon Chess960’ın veya Fischer Satrancının 0 numaralı başlangıç pozisyonudur.

Görüldüğü üzere tıpkı klasik satrançta olduğu gibi tarafların ikişer atı, ikişer kalesi, ikişer fili ve birer vezir ile şahı varken piyonları da taşlarının önündedir. Yine normal satrançta olduğu gibi iki filden biri siyah diğeri de beyaz karelerde hareket eder. Ayrıca şahlar da iki kalenin arasında yer almaktadır. Bu şartları sağlayan her kombinasyonun bir pozisyon numarası olup birbirinden farklı pozisyon sayısı 960 olduğu için bu satranca Chess960 da denir. Fischer Satrancı ismiyle de anılmasının sebebi ise meşhur 11. Dünya Satranç Şampiyonu Robert James Fischer’in 1990’lı yıllarda bu formatın en büyük destekçisi olmasından ileri gelir. Fischer, bu formatla birlikte gittikçe açılış teorisi üzerinde yoğunlaşan hatta boğulan üst seviye satrancı kurtarmayı amaçladığını dile getirmiştir. Ona göre açılış pozisyonlarını değiştirirsek, hamle hamle varyant ezberleyenlerle satrançta daha yetenekli olanlar daha kolay ayrıştırılabilir olacaktı. Böylelikle, hem satranç oynayanlar yaratıcılıklarını korumuş olacaklar hem de izleyiciler daha fazla keyif alacaktı. Fischer’in bu formatı önermesi aynı zamanda satranç camiasına da bir tepki mahiyeti taşımaktaydı. Dahası, Fischer’in bu talebi 1990’lı yıllarda yani Dünya Şampiyonluğu’nu bırakıp bir süre satranca ara verip geri döndükten ileri sürmesi altının çizilmesi gereken ayrı bir detaydır. Bu girizgahla turnuvanın ismindeki “Freestyle” kelimesinin neye atıf yaptığını görmek daha kolaylaşır ve turnuvanın ismindeki diğer kelime öbeğine “G.O.A.T. Challenge” kısmına güzel bir geçiş sağlar.

Neden “G.O.A.T. Challenge?

Bu turnuvayı düzenleyen, sponsorları bulup katılacak oyuncuları seçen dünyanın bir numarası Magnus Carlsen’den başkası değildir! Kendisinin de oyuncu olarak katıldığı bu turnuva Carlsen’in hem oyuncu hem organizatör kimliğiyle diğer turnuvalardan ayrışmaktadır. Aslında Carlsen ilk defa bir satranç etkinliği düzenleyip aynı zamanda oyuncu olarak katılıyor değil. 2020 senesinden beri “Magnus Carlsen Chess Tour” isimli organizasyonu ve “Magnus Carlsen Invitational” isimli online satranç turnuvaları düzenlemiş ve oyuncu olarak yer alıp çoğunu da kazanmıştı. Ancak bu turnuvayı bahsettiklerimizden ayıran nokta bu turnuvanın hem masabaşı hem de Fischer Satrancı formatında düzenlenmesi. Carlsen’in Dünya Şampiyonluğu’nu bıraktıktan sonra böyle bir formatı popülarize etmeye çalışması Fischer’in hikayesiyle satrançseverlerin gözlerinden kaçırmayacağı bazı paralellikler ortaya koyuyor. “Greatest of All Time”ın (Tüm Zamanların En İyisi) kısaltması olan G.O.A.T. ise dünya bir numarası, eski Dünya Şampiyonu GM Magnus Carlsen’den başkası olmayıp turnuva da onun meydan okuması veya challenge’ı olarak isimlendirilmiştir. Şu ana kadar 2019 ve 2022 yıllarında olmak üzere Uluslararası Satranç Federasyonu (FIDE) tarafından sadece iki kere düzenlenmiş olan Dünya Fischer Satrancı Şampiyonası’nı Carlsen’in hiç kazanmamış olmasının böyle bir organizasyonda payı olmuş olabilir!

Dolayısıyla “Freestyle Chess G.O.A.T. Challenge” turnuvası Magnus Carlsen’in davetiyle kendisinin de oynadığı bir Fischer Satranç veya Satranç960 turnuvasıdır. Carlsen kendisi dahil 8 kişilik bir kontenjan belirlemiş ve aşağıdaki oyuncuları çağırmıştır:

  • GM Nodirbek Abdusattorov (Özbekistan)
  • GM Vincent Keymer            (Almanya)
  • GM Fabiano Caruana          (ABD)
  • GM Alireza Firouzja             (Fransa)
  • GM Magnus Carlsen            (Norveç)
  • GM Gukesh D                      (Hindistan)
  • GM Levon Aronian               (ABD)
  • GM Ding Liren                      (Çin)

Bu noktada, 2022 Fischer Satrancı Dünya Şampiyonu GM Hikaru Nakamura’ya da turnuvada oynaması için teklif gittiğini fakat Amerikan büyükustanın bu teklifi geri çevirdiğini belirtmekte fayda var. Katılımcı listesine bakarak oyuncuların temel olarak iki ayrı jenerasyona ait olduklarını görebiliriz. 2000’den sonra doğan genç jenerasyona ait Keymer (d. 2004), Abdusattorov (d. 2004), Gukesh (d. 2006) ve Firouzja (d. 2003) ile yaşlı demeye dilimiz varmadığından tecrübeli diyebileceğimiz gruba ait Carlsen (d. 1990), Aronian (d. 1982), Caruana (d. 1992) ve Ding (d. 1992)’i görüyoruz. Adeta jenerasyonlar arasındaki bir mücadeleye de sahne olan turnuvanın zaman kontrolü ve sistemi de oldukça özgündür!

Turnuvadaki Zaman Kontrolü ve Format

Turnuva iki etaptan oluşuyor. İlk etapta 8 oyuncu birbirleriyle 25 dakikalık ve her hamlede 10 saniye eklenen rapid oyunları oynuyor. Daha sonra alınan puanlar neticesinde 8 oyuncunun sıralamasına göre ikinci etaptaysa oyuncular 1-8, 2-7, 3-6, 4-5 şeklinde eşleşiyor. Bu etaptaki ikişer oyunluk maçlar ise klasik diye adlandırılan zaman temposunda yani tarafların oyunun başında 90 dakikası olduğu, 40. Hamleden sonra 30’ar dakika eklendiği ve 41. Hamleden itibaren taraflara 30’ar saniye eklendiği zaman temposunda oynanıyor. Ancak, ikinci etapta 1-8, 2-7 şeklinde eşleşen oyuncular eleme usulü ile sırasıyla çeyrek final, yarı final ve final karşılaşmalarına çıkıyorlar.

İlk Etap Oyunları

Gukesh – Firoujza; Carlsen – Keymer; Aronian – Abusattorov; Ding – Caruana karşılaşmalarına sahne olan birinci turda oyuncular aşağıdaki başlangıç konumuyla oynadılar:

Tur başlamadan biraz önce hangi pozisyonla başlayacaklarını öğrenen oyuncuların bilgisayar hazırlığı yapmaları mümkün olmadığından açılışta herkes masa başında bulduğu fikirleri uygulamak zorunda kalıyor. Şahların şah kanadında ve her iki yanında kale olması ile a1 karesinde uzun çaprazda başlayan filin olması beyaz oyuncuları genel olarak c4-b3 veya c4-b4 hamleleri ile vezir kanadından oyuna başlayarak fillerini geliştirmeye itti. Ancak Fischer satrancında oyuncuların açılışlara aşina olmaması oyunu çok hızlı bir şekilde çılgın konumlara sürükleyebiliyor. Nitekim, Aronian – Abdusattorov karşılaşması buna çok güzel bir örnektir.

 

Yukarıdaki konum oyunun henüz 9. Hamlesidir. Siyahın g2 karesinden iki piyona karşılık feda ettiği fil sayesinde beyaz şah h3 karesine kadar çıkmıştır. Ancak bu pozisyonda matı olmadığı gibi sadece hafif bir üstünlüğü vardır. GM Abdusattorov’un bu avantajı değerlendirememesinden sonra GM Aronian şahını b1 karesine kadar kaçmış, ve karşılıklı hatlarla avantaj epey el değiştirmiştir. Bir ara beyazların materyal olarak tahtada fazladan bir kalesi olmasına karşın karışık pozisyonda hata yapan GM Aronian, kaleye karşı kale-at finalini savunmak zorunda kalmış ve uzun bir savunmadan sonra berabere kalabilmiştir.

 

Carlsen – Keymer mücadelesi eşitlikten pek şaşmadan berabere biterken Gukesh – Firouzja karşılaşmasında ise siyahlar erken safhada elde ettiği avantajı kale ve fillerin olduğu oyunsonunda kazanca çevirmeyi bilmiştir. İlk turun diğer karşılaşması Ding – Caruana’da ise eşit pozisyonda 22 dakikası varken bir hamlede filini kaybeden Ding oyunu terk etmek zorunda kalmış ve izleyenleri formsuzluğuyla şaşırtmıştır.

Beyaz taşlarla oynayan Dünya Şampiyonu GM Ding, her ne kadar kötü pozisyonda olsa da kaybetmek henüz oldukça uzaktır. Ancak buradaki 26. Fe5 hamlesiyle 26…Ke3’e izin veren Dünya Şampiyonu, tek hamlede filini kaybederek oyunu terk etmiştir.

Turnuvaya Dünya bir numarası Magnus Carlsen’le berabere kalarak başlayan GM Keymer, sonraki üç oyununu da kazanarak harika bir başlangıç yapmış oldu. GM Keymer’in Dünya şampiyonu Ding Liren’le karşılaştığı mücadele hem Fischer satrancının en üst seviye oyuncular için bile ne kadar zor olduğunu hem de Keymer’in ne kadar kuvvetli oynadığına güzel bir örnek teşkil eder.

Üçüncü turda karşı karşıya gelen bu ikili aşağıdaki başlangıç konumundan başladılar.

 

Pozisyonu biraz incelediğimizde tarafların çift fili ve vezirinin a-b-c hatlarında konuşlandığını görüyoruz. Dolayısıyla ilk etapta bu taşları oyuna sokmak çok doğal gözüküyor. Nitekim Ding Liren oyuna 1.c4 hamlesiyle başlayarak b1’deki filinin önünü açmış ve daha ilk hamleden önemli bir tehdit yapmıştır. Siyahın h7 piyonunu tehdit altındadır. Siyahlarla bu tehdidi bertaraf etmek için 1…Ag6, 1…h6 gibi hamleler akla gelse de Fischer satrancında kolaylıkla gözden kaçabilecek başka bir hamle de beyazın tehdidini engellemeye yeter: 1…0-0. Siyahlar kısa rok atarak h7 piyonunu koruyabilmektedir! Bu noktada Fischer satrancında rok kurallarına değinmek için küçük bir parantez açmakta fayda var. Satrancın bu varyantında şah her zaman kalelerin arasında bulunduğu için kaleyle şahın başlangıç konumu ne olursa olsun aralarında hiçbir taş yoksa ve şah ile kale hiç hamle yapmamışsa taraflar rok atma hakkına sahiptirler. Yukarıdaki pozisyonda şahla kale arasında hiç boş kare olmamasına ve hiçbir taşın henüz oynamamış olmasına rağmen siyahların rok atabiliyor olması şaşırtıcı gelebilir. Ancak Fischer satrancındaki kurallara göre normal satrançta rok atıldığında şah ve kale nereye geliyorsa (mesela kısa rok için şah g hattına, kale ise f hattına geliyor) az önce bahsedilen şartlar sağlandığında tarafların şah ve kaleleri bu karelere gelebilecek ise rok hakkı var demektir. Bu pozisyonda da şahla kalenin kısa rok attığı takdirde klasik satrançta kısa rokta şahla kalelerin geleceği karelerde kale ve şahın olması sebebiyle rok mümkündür! Beyazlar da oyuna 2. 0-0 ile devam etmiş ve simetri bir süre korunmuştur: 2…c5 3. b3 b6 4. Fb2 f6 5. f3. Ancak burada Alman büyükusta 5…d5 sürdüğünde açılıştan belli bir avantaj elde etmiş oldu.

Siyahlar 5… d5 sürüşüyle merkeze hücum eden ilk taraf olmanın yanında aynı zamanda a8-b8-c8 karelerindeki taşlarını bir anda aktifleştirmeyi başarmıştır. GM Keymer oyunun ilerleyen safhalarında rakibin şah kanadını zayıflatmak pahasına kapalı bir konumda kalite feda etmiş daha sonrasındaysa hafif taşlarının desteğiyle pozisyonu bir yandan kapalı tutarak rakibin kalelerini pasifleştirirken diğer yandansa merkez piyonlarını ilerleterek galip gelmeyi başarmıştır.

GM Abdusattorov, GM Keymer ve GM Caruana açıklanan başlangıç pozisyonunu tur başlamadan önce 10 dakika boyunca bilgisayarsız bir şekilde incelerken. © Amruta Mokal

GM Abdusattorov, GM Keymer ve GM Caruana açıklanan başlangıç pozisyonunu tur başlamadan önce 10 dakika boyunca bilgisayarsız bir şekilde incelerken. © Amruta Mokal

Turnuvada iyi performans gösteren bir diğer isim ise GM Abdusattorov oldu. İlk etabın son turu olan yedinci turunda GM Abdusattorov beyaz taşlarla Carlsen’i ikna edici bir şekilde yenmeyi başardı. Yedinci tur aşağıdaki başlangıç pozisyonuyla oynandı.

Pozisyona ilk baktığımızda kalelerin c ve f hatlarında bulunduğunu fillerin ise köşedeki g ve h hatlarında olduğunu görüyoruz. Hem kaleyi hem de filleri oyuna sokup bir yandan da merkezi ele geçirmek isteyen 1.f4 hamlesi gayet doğal görünüyor. Magnus Carlsen de rakibinin yaptığını mantıklı bulmuş olacak ki oyun 1…g6 2. g3 f5 ile simetriyi koruyarak devam etti. Ancak daha sonra hem vezirini oyuna sokmak hem de vezir kanadından alan kazanmak fikriyle Abdusattorov’un 3.a4 sürdü. Carlsen ise rakibin bu fikrinden fazla etkilenmeyerek a piyonunu durdurmak yerine 3…Af6 4.a5 Fd5 oynayarak b7 piyonunu açmaza alan beyazın h1 karesindeki filini kesmeye karar verdi. Beyazlar bu kesişimi engellemek için 5. Af3 oynarken siyahlar da 5… b5 ile vezir kanadından alan kazanmayı tercih etti. Beyazların 6. axb6 geçerken alma hamlesiyle aşağıdaki konum meydana geldi.

 

Yukarıdaki pozisyonda siyahlar b6’daki piyonu, d5’teki filin veziri koruması sebebiyle hem a piyonu ile hem de c piyonu ile geri alabilirler. A piyonu ile alınınca hem simetrik piyon yapısının korunması hem de muhtemel vezir değişmesinden sonra tarafların herhangi bir zayıflığı olmadığından konum eşitliğe oldukça yaklaşacaktır. Fakat siyah c piyonuyla alır ise hem vezir değişimini engellemiş olacak hem de c hattındaki kalesinin önünü açmış olacaktır. Buna karşılık, siyah c piyonu ile geri aldığında a7 piyonu geri kalmış olacak ve beyaz için rakip kampta saldırılacak bir zayıflık olarak belirmiş olacaktır. Tüm bunların farkında olan Carlsen risk alarak 6… cxb6 aldı. Oyunun ilerleyen safhalarında Carlsen yarı açık hattaki kalesi ve a8-d5 çaprazındaki fil-vezir bataryası gibi dinamik ögelerini avantaja çeviremeyince a hattındaki geri piyonla kalmış oldu. Bundan sonra ise GM Abdusattorov çok dikkatli ve dakik bir şekilde a hattındaki zayıf piyona olan baskısını yavaş yavaş arttırdı.

Yukarıdaki pozisyonda siyahlar 19… Şe7 oynadı. Pozisyonda zayıflık olarak işaret edebileceğim tek şey a6’daki piyon olsa da siyahların atıyla bu piyonu rahat bir şekilde koruduğunu görüyoruz. Beyazların bu piyona olan baskısını arttırması gerek. Tam da bu amaç doğrultusunda GM Abdusattorov çok güzel bir hamle yapıyor: 20. Ac2: fikir Ab4 oynayıp a6 piyonuna baskı yapmak! Siyah, bu baskıyı 20…Ka7 oynayıp a5 sürmek fikriyle azaltmayı denedi. Ancak 21. Ka5 hamlesiyle piyonu bloke eden beyazlar diğer kaleyi de a1’e gelip kalelerini a hattında çiftleyerek baskıya devam etti. Carlsen 21…Ac6 ile a5’deki kaleye saldırınca Abdusattorov h1’deki filiyle bu atı 22.Fxc6 hamlesiyle yok edip planına devam etti. Bu değişimden sonra siyahlar a6’daki piyonunu koruyamaz oldu ve GM Abdusattorov bir piyon öne geçti.

Pozisyondaki neredeyse tek zayıflığı tespit edip onun üzerine oynayan beyazlar sonunda piyonu kazanmayı başardı. Carlsen karşı oyun elde etmek amacıyla atını 22…Ag4 ile beyazın şah kanadına doğru götürse de başarılı olmadı ve oyunsonunda birkaç hata haricinde beyazların baştan sonra üstün götürdüğü oyun GM Abdusattorov’un galibiyetiyle noktalanmış oldu. Özbek genç yetenek Carlsen’i adeta Carlsen gibi yenerek önemli bir başarıya daha imza atmış oldu.

 

Turnuvanın yedi turluk ilk kısmı ise aşağıdaki şekilde sonuçlanmış oldu:

GM Abdusattorov ve GM Keymer turnuvanın başında beri tepelere oynarken Özbek usta turnuvayı lider bitirirken Alman usta ise ikincilikte kaldı. Genel olarak baktığımızdaysa genç jenerasyonun eski jenerasyona göre çok daha iyi performans gösterdiğini görebiliyoruz. Bunda şüphesiz ki Dünya Satranç Şampiyonu Ding Liren’in facia olarak nitelendirilebilecek performansı da etkili olmuştur. Ancak Fischer satrancının farklı ve alışılmadık formatını göz önünde bulundurursak GM Ding Liren’i yargılarken daha temkinli olabiliriz. Bu sonuçlarla beraber çeyrek final eşleşmeleri de belli olmuş oldu:

GM Abdusattorov – GM Ding Liren

GM Keymer – GM Aronian

GM Caruana – GM Gukesh

GM Firouzja – GM Carlsen